28 Mayıs 2010 Cuma

çek kürekleri

Küreklerini düşürdüğün kayığın hala seyir halinde olmasını izlerken hissettiklerin, bütün hayatın boyunca hissettiğin en doğru duygulara eşdeğer. Gelecekle ilgili yaptığın planların suya düştüğünü anlayabileceğin tek yer o kayık. Sonradan gelen vurdumduymazcı yaşam hissinin ta kendisi. Korkunun sadece çok kısa bir süre etki ettiğini farkettiğin yer aynı zamanda. Belki de artık bilerek bırakmak lazım kürekleri, düşmesini beklemeden. Doğru akışı yaşayabilmek için elleri serbest bırakmak lazım belki de. Cesareti elekten geçirip topaklarını ince telin üzerinde bırakmaya gönüllü olma zamanı. İşte tam bu noktada aldığın nefesin ağzında bıraktığı tadın, himalaya tuzu gibi ender bir lezzet olduğunu anlayabilirsin.

düzmece nem

Anlık heyecanların, kalıcı alışkanlıklara gem vurmasını izlemek nemli bir havada tenine yapışan görünmez damlacıklar gibi. Hararetin aklına mukayet olduğu zamanı bildiğini mi sanıyorsun? Yanılgının, pet şişeden akan suyusun demek ki... Dişlerine kadar sirayet eden kasılmanın onurlu bir duruş olduğunu mu sanıyorsun? Oturaklı kişiliğin, azı dişi olmayan halisin demek ki... Bir titreme, bir onur, bir yanılgı, bir hararet... İşte sen insanın en kaotik varoluşunun simgesisin demek ki...