1 Aralık 2009 Salı
yağlı mı boya?
Hangisi sensin?
caz yapma
National Wild
Şarkı sözü yazarlarının hayal güçlerini takdir etmeye çalışmakla birlikte kafam da karışmıyor değil. Hayvanlar alemine takmış bir kaç tane yazar sürekli dolaşıyor aramızda. Bunların nelerden beslendiğini ya da neyle beslendiklerini merak etmemek için kendime hobiler, farklı meşguliyetler bulmaya çalışıp duruyorum. Sevgilden yolu geçenlerle buluşmayı hedefleyen Kayahan, bu şarkıyı söyleyerek nasıl bir sevgi yumağı hayal ediyor olabilir mesela? Mesajın üzerinde duralım belki çözeriz... "Olmayacak işler oluyor ben ne yapayım mı demek istiyor?" yoksa "Olmayacak duaya amin diyen kazanır mı?"
Ben aslanın kükrediği, kedinin fareyi gurcukladığı buna kızan farenin de sinirini kuştan çıkarttığı bir dünyada daha rahatım. Bırakın bildiğimiz gibi yaşayalım sevgili söz yazarları.
yol hikayesi
Siz hala mutluluğu laiklikte, sekülarizmde mi arıyorsunuz? Yiyin etli ekmeğinizi bulun yolunuzu...
(Zafer ve mehmet'e geyiğin en güzeli için alkış)
who has just left the building?
Biz kadınlar olmayacak işlere kalkışıp sonra madur olmaya bayılıyoruz gibi geliyor bana. Sonra da başarılı ama ele avuca sığmaz erkeğin cenazesi ardından elimizde sigara, gözümüzün altında mor halkalarla çıkıp dökümanter filmlere bilgi sızdırıyoruz. Niyetimiz en azından adam gittikten sonra neler çektiğimizi dünyayla paylaşıp bir nebze içimizi rahatlatmak.
İşte bu da bizim yapımız. Kadınlar ne ister hala anlayamayan varsa okumaya devam
Issız adama düşerseniz
1- Kesinlikle bir iletişim aleti... Tercihen telefon daha çok çalışır ama internet ortamı olan bir bilgisayar da işinize yarayabilir. Erkeğiniz her an gitmeye meyilli bir yapıya sahip olacağından bu tip iletişim aletleri sizin sosyal ortamdan kopmamanızı ve terk edildiğinizde acınızı hafifletecek insanlarla iletişimi koparmamanızı sağlayacaktır.
2-Bir adet cosmopolitan dergisi... Bu dergi yıllardır verdiği önerilerden dolayı tercih sebebidir. Bağımlılık problemi olan erkeğinizi bir tık daha fazla nasıl elinizde tutabilirsiniz bu dergiden öğrenebilirsiniz. Sürekli üzerine bal döküp yalama olayını abartırsanız adam yine kaçacaktır. Fazla tatlı muammeleye gelmez bu tip adamlar.
3-Birden fazla alkollü içecek... Büyük ihtimal erkeğiniz alkol sınırını aşmakta sıkıntı çekmiyor olacak bu yüzden yanınıza alacağınız neşeli, pahalı ama mutlaka sertlik derecesi yüksek bir içecek size bağlı olduğu süreci uzatacaktır ( en azından şişeler bitene kadar ilişkiniz garanti)
Benim alacaklarım bunlar ama siz diyorsanız ki benim önerim daha çok çalışır. Hepimizle paylaşın biz de faydalanalım ilişkiler ıssızlığını korumasın...
20 Kasım 2009 Cuma
mada
Olgunluk çağı kurumuş uhudur. Kimse zarar görmez. sevgi bakidir.
BBG evi???
19 Kasım 2009 Perşembe
Need for data
home made
bir varmış bir yokmuş
Bu kelam şarkı sözü olmaya gidecek kadar yolu hangi ara kat etmiş anlamasamda esas anlamadığım bu değil tabii ki. Bir sevdiceğiniz var ve ses tonu her nasılsa ne anlatırsa anlatsın sizi 'sleeping mode' durumuna getiriyor. Yani karının/herifin dediklerinden bir bok anlamıyorsunuz. Dinlemeye şevklendirmiyor sizi. Hiç sallamıyorsunuz. Karıncayla ağustos böceğinin hikayesi tadında her anlattığı yani. Peki bu sevgiliye yapılan bir iltifat mıdır?
"Takıl, ne yaparsan yap ben yine de bu kulak memesi kıvamındaki ses tonun yüzünden seni sevmeye devam edeceğim" mi diyordur karşı taraftaki söz yazan sevgili? Ne diyordur? Biri çıksın beni aydınlatsın lütfen ki ben de şarkıyı dinlediğimde hakkını verebileyim .
Backstage
bütünlük bozuk paranın işi değildir.
real or not
Kendini tanıdığını iddia edip, kelimeleri asma yaprağına sarıp size bir lokma halinde yutturmaya kalkışan binlerce insanla berabersiniz. Sizin hikayeniz ne kadar doğru ise karşınızdakininki de o kadar doğrudur unutmayın.
İnanmak sadece ihtiyaç duyduğunuzu zannettiğiniz bir ilüzyon. Oyuncaklı işler için yeterince olgun olduğunuzu düşünüyorsanız bırakın bu inanma işlerini ve yaşamanıza bakın.
7 Kasım 2009 Cumartesi
Bir dosta...
Bir gün gelecek bu kadın saçlarındaki dalgayla ve içindeki kadınla tekrar buluşacak. Sokakta bir yerde onu görmeyi bekleyen adamla yıllar sonra bu yazıyı okuyup bugünü hatırlamakta zorlanarak gülümseyecekler...
29 Ekim 2009 Perşembe
sihirbaz
cilalı düşünceler
25 Ekim 2009 Pazar
sosyal filtre
24 Ekim 2009 Cumartesi
bacaklarından değil kafadan ayırmak
23 Ekim 2009 Cuma
cambaz
En ufak bir dengesizliğin seçimlerinizde nasıl da felakete dönüşebileceğini görebiliyor musunuz?
Seçimlerinizi yapmadan önce gerçekten kendisini tanıması gerekiyor insanın. Hayatta nasıl duruyor, saçını kulağının arkasına mı atıyor, tikleri mi var, düşüncelerinde boşluklar tamamlanabilir cinsten mi, yaşamın hangi sahasında top koşturmaya heves ediyor yoksa koşturmayı değil de topu saydırmayı mı yeğliyor...
Önce aynaya sonra içinize bakmadan ipte yürümeye kalkışmayın.
çift karakterli çiftlik insanı
closer
"Hoh" yapın
Mallböcek
20 Ekim 2009 Salı
paravan
Bir gün biri sizi tanımak isterse, bırakın yaşasın.
Karnınıza dokunsun, heyecanınızı karın gurultunuzdan anlasın.
Bacaklarınızı sallamanıza takılsın. Endişenizi hissetsin.
Dudaklarınızı yemenizi seyretsin. Kararsızlığınızı algılasın.
Sevişirken gözlerinizi kırpıştırmanızı fark etsin. Tutkunuzu paylaşsın.
Kelimelerin ardında giyinmeyi bırakın ve paravanın ardında çıplak kalmaya bakın...
18 Ekim 2009 Pazar
belki şarkı 2
bulması zor sana parlayan güneşi
sevmek mi sandın sabah uyanışlarını
gel gör gece düşünce yanılgını
17 Ekim 2009 Cumartesi
şarkıdır belki bu...
Kadimden medet ummak yanıldığın
Karşı koyulmaz duygu sandığın
bir gün gelir unutulur, unutulur...
Sebebi yürek olunca bahtının,
dilden gurur beklemek yaptığın
paylaşılmaz acı sandığın
bir gün gelir unutulur, unutulur...
AJ is not a junior A
Dante's words
14 Ekim 2009 Çarşamba
Oleeyyy
Mona Mia
27 Eylül 2009 Pazar
Elmalı Paye tarifi
üzümü yemeden bağını sor...
28 Ağustos 2009 Cuma
3
Dipsiz kuyuların gizemi ne zaman kafamızı kurcalamayacak?
Devinip duran sorularımızın cevapları bir a4'ü doldurabilecek mi?
Bu Üç D ne zaman yerini yeni bir harfe bırakacak o zaman rahatlayacağım...
Polyanna'nın ereksiyon problemi mi vardı?
Taşların arasından hızla kayan ergen kertenkele, kafası musluk suyuna demlenmiş çay kadar bulanık olan Mary'nin dikkatini sadece 1 saniyeliğine çekebildi. Düşüncelerini birine anlatsa ipe sapa gelmez bulabilirdi belki ama bunun hiç önemi yoktu. O; hormonsuz bir zihne sahip olduğu için bulduğu tahtalara vurarak nazarlardan saklamayı bilirdi kendini. Annesinin hediye ettiği, o çağa ait olmayan ama antika olamayacak kadar da değersiz salkım saçak kolyenin kollarından birini parmağına dolayıp düşünmeye devam etti: "Acaba Polyanna'nın pozitifliği sertleşme probleminden kaynaklanan hormonal bir sorun olabilir miydi?" Kertenkeleyle son kez bakıştıktan sonra, bu yeni kızarmış tezini, her zaman temiz tutmaya özen gösterdiği beyninin sağ köşesine yeniden yatırdı. "Belki de ereksiyon sadece erkek cinsel organına mahsus birşey değildi? ve "Belki de Polyanna'nın belli durumlarda sertleşmesini engelleyen şey kan deveranından kaynaklanan bir sorundu ama bilim bu saftorik masal kahramanını yeterince ciddiye almamıştı." Her kadın, -yazar dahil- hayatlarının bir yerlerinde sağlıklı olarak sertleşmiştir. Ve bu iyidir. Mary hem kendinin hem de toplumun sağlığını önemseyen bir yetişkin kadın olarak bilim adamlarına rica eden bir not yazdı: "Saygın bilim adamları, kadın hakları savunucusu olarak, bugüne kadar ciddiye alınmamış rahmetli Polyanna'ya otopsi yapılmasını ve sertleşme problemine neden olan tıkanıklığın bulunup, tarafıma sonucun iletilmesini önemle rica ediyorum... Mary Antin Kuntin
27 Ağustos 2009 Perşembe
kurudite
İşte ben bu adamlara kurudite diyorum. Çerezden öteye gitmeyen doygunluklarıyla.
Dikkat bayat olanın ağızda ve ruhta bıraktığı acı tat bir süre geçmeyebilir...
rüzgar gülü
Huzuru besleme olarak evimizde çalıştırmaya karar verdik. Yetersiz iyi niyetlerimizle bereledik hem beslemeyi hem kendimizi. İçimizde bulamadıklarımızı çarşıda aradık. Paramızın yetmediği noktada bok attık.
Bir aile olmanın en güzel tarafının zamanı geldiğinde birbirinden ayrılabilecek kapasiteye sahip üyeleri olması gerektiğine karar verdik. Yine en baba sabit fikrimizle...
Nüfuslu insanlar:)))
İl postino...
Farklı bir dünya keşfetmenin acı veren ama bir o kadar da tatmin eden süreci bu kadar güzel anlatılabilir.
P.S. Filmi çekmeden önce hasta olan ve hayali olan bu filmi çekerek hayata veda eden Massimo Troisi hem kendi hayatıyla hem de canlandırdığı karakterle bir gerçeğin altını çizmiş olabilir...
ben
Her bir ‘ben’ lekelerini silemediğin geçmişi kazır bedenine
Masum çiller sanırsın güneşin tadını çıkarırken edindiğin
Oysa sadece senin güneşsiz geçirdiğin günlerin bedelidir bunlar
23 Ağustos 2009 Pazar
organ iiğk sanat
DİP NOT: sanatınıza başlık olarak anlaşılmayan kelimeler seçin. İnsanlar anlamadıkları şeylerde kendini kötü hissettikleri için sizi sonuna kadar izleyecek, çılgınca alkışlayacak ve tebrik edeceklerdir...
21 Ağustos 2009 Cuma
cesaret < para
20 Ağustos 2009 Perşembe
göbek taşı
Yalnız yaşayan bir erkekten bu olgunlukta bir cevap alabilmek için o adamın yaptıklarının hakkını veriyor olması lazım.
Biz kadınları güçlü kılan, bu mücadeleye belki de doğuştan hamurumuzun yatkın olmasıdır. Belki de erkekleri biraz mücadelenin içine katma çabasıdır Havva'nın elma numarasını çekmesi... Belki katılımcı olmakta fayda vardır
Bodrummatik
19 Ağustos 2009 Çarşamba
performansın bileşik olanı sanat mıdır???
Adam sanatçı, yetenek tanrıdan hediye, icraat muhteşem, ulaştığı kitleler geniş... Eserleri dünyanın kaderini 100 sene sonra hala değiştirecek hatta geliştirecek standartta. Bu adam sanatçıysa eğer bu bileşik performanslar yapanlar kim? Kadının (sanatçının!!!) biri vücudunun mahremlerinde sakladığı sanat aşkını sizinle paylaşmak için bir alanın orasına burasına koşup duruyor. Kah giyiniyor kah soyunuyor. Bir havaya bakıyor bir yere. Olayın ardına fon yaptığı müzikle sanatına sanat katıyor. Bizler de sanatçının hiç bir yere varmayan anlatımıyla mest oluyoruz(muşuz)... BU MUDUR? Sanat en güçlü ifade şekillerinden biridir ama bunu alıp hiç uğraş vermeden fikirlerine ve bedenine kramplar girmeden, bu işe senelerini vermeden sadece performans kelimesinin afiline bileşik diye bir zımbırtı takarak ortalarda dolanamazsın. Ya da dolandığınla kalırsın. İşte bu da benim kendimce bileşik sanat performansım arkadaşlar.
24 Temmuz 2009 Cuma
Nile
Güzel arkadaşım akmaya devam et ben buralarda akar dururum:)))
ham yap
20 Haziran 2009 Cumartesi
zamlı An
Bırakalım bu kredili vadeli düşünceleri, keyifleri, işleri o zaman ve anı yaşayalım derim ben...
8 Haziran 2009 Pazartesi
küpeşte
21 Mayıs 2009 Perşembe
İstanbul
Her daim açık dekoltesine gözünün kaymadığı günler olacak.
Hiç eskimeyen erguvan kokusu başını döndürmeyecek bir gün.
Martılarının çığlıkları kulaklarını acıtacak belki
Her canlı gibi birgün o da ölümü tadacak senin içinde...
Thats all folks
İçimden bir ses bu zanlının bir yerde çuvallayacağını söylüyor. Çok zeki olmaya gerek olmadığını söylüyor bulmak için. Basitliği sevdiğini de duydum. Her ne kadar zorlasak da şartları...
Sıkı bir kostüm ve senaryoyla mutlu sonla bitirebilirmişim gibi geliyor bu filmi...
Thats all folks...
13 Mayıs 2009 Çarşamba
Al dente
cüzzamlı cüzdan
ilahi pembe
kaşkol
su gibi hikaye
gitti gidiyor
7 Mayıs 2009 Perşembe
Yeni bir kene türü: Kaypak
Kaypak; kesinlikle içinde sevimli filler barındıran ve kıçınızı rahat ettirmeyi hedefleyen bir kağıt ürünü değildir. Tam tersine kıçınıza yapışan, kanınızı emmeye çalışan yeni bir tür kene çeşitidir. Bunlar nerede yaşar?
Genellikle orta ölçekli şirketlerin, ucuza mal edilmiş ofis binalarının, en üst katında konuşlanmış, pütürüklü kumaştan yapılmış patron koltuklarında yaşarlar.
Nasıl bulaşırlar?
Kriz ortamının çalılıkları arasında kendinize yiyecek birşey ararken, kılık değiştirerek elinizi sıkmaya kalkan Amerikada okumuş, düzgün konuşmalı birine rastlarsanız ve elinizi vermiş bulunursanız kene kıçınıza yapışmış demektir.
Nasıl kurtulursunuz?
Kısa sürede zaten yeterince kan kaybetmişsinizdir. Elinizde bu hayvana zarar verme ihtimali olan her tür materyali bir liste yapın ve işe yarayan bir tane çıkana kadar denemeye devam edin.
Korunma yolları: Çalılıkta doşaşırken avukat ve noterinizle el ele dolaşırsanız bu cahillikle beslenen kan emicilerden bulaşmadan kıçınızı kurtarabilirsiniz...
Kirlenmek güzel midir?
26 Nisan 2009 Pazar
Bir Garip'le bir Garip'an
Olay: Bir genç kızın sevdiği ilk erkek, onun güller açan yanaklarından çok, testeresinin keskinliğiyle ilgileniyor. Ailesinin ona sunduğu imkanlar dahilinde cesaretlenen bünyesi ve zihni, okşaması gereken başı kesip, çöpe atacak kadar ileri gidebiliyor.
Sonuç: Garip bir ailenin garip oğlu harita üzerinde, zevkine göre seçtiği bir ülkede, başka bir 17'lik kızı gözüne kestirerek, tirbüşonla deldikten sonra içine pipet soksun mu sokmasın mı diye düşünüyor. Normal bir ailenin normal kızı, parçaları asla bir araya gelemeyecek bedeninden ruhu ayrılırken bile acı çekiyor.
Bir dönem kitap arasında gül kurutacak kadar naif olan bir neslin, çocuk yetiştirirken de aynı özeni göstermesini beklemek lükse girer mi acaba? Ya da kendine yapılmasını istemediğin birşey başkasına yapıldığında da aynı tepkiyi vermen gerektiğini, karar merciindeki adamlara anlatmak için nasıl bir hukuk sistemine geçmek gerekir? Peki paranın çift taraflı suratı arasında kaybolmuş adalet anlayışından kan örneği alınabilinir mi? Bu zihniyetten antikor örnekleri alınıp, iyileştirici bir serum yapılabilir mi daha sonra? Belki bu sayede özlediğimiz adalet sistemine kavuşmuş oluruz. Takarız serumu yeni bir virüs çıkana kadar güvenle takılırız.
Münevver'in ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum...
Cem'in ailesinin en kısa zamanda bütün mal varlığını kaybetmesini ve manevi varlıklarıyla yüzleşmelerini diliyorum...
Bu olayda karar vermesi gereken adaletten sorumlu insanların, ne yapmaları gerektiğini benden duymaya gerek duymayan insanlar olmasını diliyorum...
Tek vücut olmanın ne demek olduğunu bilmeyenlere, Münevver bir şeyler anlatmış olsun diye diliyorum...
21 Nisan 2009 Salı
Zafer
Neşem yerinde...
Kaburgalarımın arasına sakladığım, sonra unuttuğum o eksiksiz aşk tarifini çıkartıyorum.
Artık önümde, yanımda, her yerimde...
İçimden bi çığlık atmak geliyor bu gece hem de en cüretkarından.
Zevkin sarı beyaz yapraklarıyla oynaşmak geliyor sonra.
suç bedenimde.
Bu güne kadar yaşadıklarımı durdurup, ileri sarıyorum.
Pudra şekeri serpilmiş bir mutluluk çıkıyor karşıma sonra
Zafer benimle...
20 Nisan 2009 Pazartesi
eyes wide shot
içinde gördün mü hiç kendini...
İşte o yansıma senin
en güzel halindir...
kapanmasın diye dua ettin mi hiç
göz kapakları...
İşte o an senin
en savunmasız halindir...
7 Nisan 2009 Salı
parmak izi
2 Nisan 2009 Perşembe
ıssız değil dürüst olun
31 Mart 2009 Salı
seçim
29 Mart 2009 Pazar
isterik
Tango & Cash
Tango kurslarımız başlamıştır... Cash paranız varsa kursa katılabilir, tutkuya aç ayaklarınızı bilekten bağlamalı ayakkabılarla boğabilirsiniz...
in case of emergency
Şimdi düşünün ki bunları ecel almış. Nasıl yaşayacağız? Ne yapacağımızı ve hissedeceğimizi bilmeden ve bunları isimlendirmeden nereye kadar uyanırız? Acaba içimizde bu durumda kırabileceğimiz bir 'in case of emergency' kutusu var mı?
maskara
kelepir kahkaha
27 Mart 2009 Cuma
meziyet
bekaret
26 Mart 2009 Perşembe
matematik
Bir alemsin- şiirsel
vurgun yemiş bedeni önümde uzanıyor
Ruhu az önce olay yerini terk etmiş
sıradan üzüntülerin göz yaşlarını
yalayacak kadar canı kalan dil
gördüklerinden memnun gözlerle bir sırrı paylaşıyor
mavinin anlamını bir onlar biliyor
Başka alemlerin tadını bilen ruh
uzaktan el sallıyor
bildiği tek alem toprak olan bedene...
-The End-
Felsefenin gündüz düşleri
psycho killer
No Name
Serserinim...
MarlboroMan
Buradan bu basit ama hayat kurtaran öğüdü veren arkadaşıma da sonsuz sevgi...
24 Mart 2009 Salı
gökkuşağı
Günün anlamı sevdiğin birileriyle geçirdiğin süre kadar... Bunu bilsen de gökkuşağı için yetmiyor kavramlar... Gözlerinin üzerine düşen ışık belirliyor renkleri...Ben hala gök kuşağının altında görmeyi bekliyorum kendimi, gözlerime ve bugünkü hüznüme rağmen
sevdim
Zeytin ağacının yaşlı bedenine fazla geldi meyvemiz
Merdiven altında kaldı kalbimiz
Bize sonsuz gelen çimler çitlerin varlığıyla bitti
doğaya karşı koymaya gönüllü sevgimiz
sokak aralarında tükendi...
Ben seni sevdiğim sokakları da unutmadım
yağmurlu havaları da...
karı da sevdim yanında
karmaşayı da...
Ben senin içinde kaybolmayı sevdim
her gün bir daha varolmayı ise daha çok
Bir gün bir yerlerde kaybolup
senin bulma ihtimalini sevdim
her bulduğunda senin olmayı ise daha çok
23 Mart 2009 Pazartesi
Global Leş - sosyal sorumluluk hikayesi
Elenor günlük gazetesinin medeni bir boyut almasından memnun bir şekilde, kolay katlanan sayfalarla oynaşıp duruyordu. Müslüman olmaya karar vermişti ama henüz hangi ismin kendisine yakışacağından emin değildi. Cinayet haberleri arasında kendisine en uygun ismi arıyordu. En yakın arkadaşlarından Sami de kısa bir süre önce adının sonuna ekstra bir 'mi' ekleyerek ve doğal eklentisinden kurtularak yeni bir hayata başlamıştı. Samimi olmak istemişti tercihlerinde. Sami'yle Elenor'un tanışıklığı bir miting meydanında başlamıştı. Serbest ekonominin baş arısı kraliçe arıyı devirmeye çalışıyordu ve Kraliçenin günlükleri medyaya yansımıştı. Seçim yapmakta zorlanmayan bu ikili, taraf seçmekte de zorlanmamış ve dostluklarının ilk adımını atmışlardı bu ortamda. Samimi ve Emine o günden sonra dönüşümün tadını çıkartmakla kalmamış her buldukları ortamda göz yaşı dökmeyi de ihmal etmemişlerdi. haa bi de karanlık tünellerin bol olduğu projelerin altına imza atmayı da...
visit the best yet?
Gayri
Hadi gayri yolunuz açık olsun...
Naftalin
HEY! kel
paspal masal
dalya
21 Mart 2009 Cumartesi
Fuck hava yolları
Ben küfür etmeye bayılırım. Sinirlendiğimde en ağız dolusundan bir küfür kadar beni rahatlatan birşey daha yok. Benim canımı yakan biri olursa basarım küfürü rahatlarım ama asla karşı tarafın canını yakmayı düşünmem. İntikamlarla doldurduğum bir çeyizim yok sırf bu yüzden. Bazılarına göre 'ayıp', 'terbiyesizce', 'haysiyeti hedef alan' bu sözler hayat kurtarır bilginize. Kimseyi öldürme noktasına gelmezsiniz içinizden attığınızda. Ama diyorsanız ki "Benim ağzıma yakışmaz", "Ben bir hanımefendiyim söyleyemem". O zaman yeni çıkan helikopterden eve bir tane edinin. Üzerinde "FUCK" yazan bu uzaktan kumandalı helikopter, kendini ifade edemeyenlerin yardımına uçuyor. Kavga mı ettiniz, karşı taraftan bir dakika izin isteyip, salın helikopterinizi ortalara. Sizin adınıza "fuck, fuck fuck fuck" diye uçuşsun küfür havalarda...
anla beni picasso
" Anlaşılmaktan daha tehlikeli bir durum var mı? Üstelik bu zaten olası değildir ki, hep yanlış anlaşılırsın. Yalnız olmadığını sanırsın, oysa her zamankinden daha yalnızsındır" demiş Pablo Picacasso... Anlaşılmaya çalışma yaramız kabuk tutmadan rahat edemeyeceğiz gibi duruyor. Kabuğu tırnaklayarak başa döndüğümüz zamanlara bir son verip, özgün olduğumuzun farkına varalım. Yaşadıklarımız, yaşattıklarımız, yediklerimiz, travmalarımız, becerilerimiz hepsi bize ait. Başkasının dünyasında anlaşılmayı aramak değil, kendi dünyamızı bulmak birincil görevimiz olmalı belki de...
17 Mart 2009 Salı
antrakt
Yanıldınız bu sefer ne Zeynep Değirmencioğlu ne de Sezer İnanoğlu oynuyor bu rolleri...
Bu rolleri tam da Çağan Irmak'ın en sevdiği karakterler oynuyor: Bizler. Sihirli ekrana yansıyan profesyonellere taş çıkartan yaşamın taa içinden, sıradan, en kenarından bizler.
Traji komik, drama, fantastik, animasyon... Bu türlerden istediğinizi seçin sevgili yönetmenler, elinize iki insan aldınız mı şahane bir film çıkartırsınız. Biri sürekli yapmacık takılır diğeri de bunu her seferinde sezer. İşte size malzemesi bol senaryo. Üstelik bir taneyle kalmaz serisini dayarsınız sinemaseverlere...
"Yapmacık ile Sezercik", "Yapmacık ateş parçası Sezerciğe karşı", "Sezercik ne sezer ne sezmez"...
Hadi iyi seyirler...
memur duygular
Çok sevdiğin birine ağız dolusu "Seni seviyorum" demek özgürlüğünü elimizden alan utangaçlığımız değil, sevgisizliğimiz hiç değil. Gururumuz. Reddedilme korkumuz. Karşılık bulamayacağından korkan egomuz. Bu devlet memuru zihniyetinde çalışan üçlü, ölmeden emekliye ayrılmıyor maalesef. Özelleştirme çabalarımız ancak yabancı sermayenin ihtiyacımıza olan inancıyla gerçekleşecek gibi duruyor. O yüzden kolları sıvayalım ve sevdiğimizi söyleyelim hatta haykıralım. Bakalım bu laci ceketli duygular nemalanamayınca işi bırakmaya gidecekler mi?
Hayallerimizle duygularımızı gösterme cesaretimiz aynı safta yer alırsa sanki olacak birşeyler gibi geliyor bana...
16 Mart 2009 Pazartesi
fetiş evrim
Şimdi günümüze dönelim kadınların ayak numarası 40'ların üzerine çıktı... Bunun sebebi; ayakları yere basan, kendi ayakları üzerinde duran kadın profilinin ortaya çıkmasıdır. Ayakta durmaya başladıkça, zeminle temas eden ayak genişler, büyür, yeri ve zamanı kavrayacak boyuta ulaşır.
Evrim devam ediyor bilginize:)
15 Mart 2009 Pazar
aslan yattığı yerden belli olur
bir taş iki kuş
assvertising
Ruhumun Korsanı çıkmış...
"Umut etmek eziyetin süresini artırır" demiş Nietzsche...
Bunu söylerken, umut dünyasının üzerine bir kürek toprak atmaz. Tam tersine sizi akıllandırmak için suratınıza bir bardak su çarpar. Demek istediği; olma ihtimali çok az birşey için beslenen umut, sadece sizi şizofren bir bölünmeye götürür. Halbuki eğer mantıklı, olasılığı yüksek şeyleri umut ederseniz içinizde yeşiller açar.
Güzel bir ilişki yaşamak için karşıdaki ruhun sizinkiyle aynı olmasını beklemeye gerek yoktur. Bu hayatta özel ve bir tane olma lüksü varken zaten neden ruhunuzun kopyasını hayal edesinizki? Hem ya ruhunuzun korsan kopyaları falan çıkarsa... Ortamı bulandırmadan ruhunuzun ve ilişkinizin tadını çıkartın bence.
Ters köşe
a) Bir sonraki oyunuzu dinci partiye verirsiniz.
b) Siz de onun yaptığı gibi kendi cinslerinize şans vermeyi düşünürsünüz.
c) Zenci sevgili yaparsınız.
d) Kendinizi doğaya verir, aşk-meşk işlerine son verirsiniz.
e) Hepsi/ Hiçbiri
Bu zor durumda ne yapacağını bilen varsa, yorumları bekliyorum...
Konserve aşklar
12 Mart 2009 Perşembe
Baharatlı İstihbarat
Pandora Var mısın Yok musun'da
Bebekleri leylek mi getirse???
KONÇ
Yangın çıkışı
Frankestein
İffet
İçinde sevgi barındıran kahkaha kadar değerli bir sır yokken, bilmediğin sırlar yüzünden kahkahanın bölünmesi İffet'in kaybına eşdeğer.
Not: Farklı anlayanların yorumunu bekliyorum...
10 Mart 2009 Salı
kapris bir şarkı değildir
Paradoks
Faust
anksiyete
misina
halüsinasyon
İstediğin hapı kullan bir fal kadar asla işe yaramaz ve kendini iyi hissettirmez. Yapacağınız tek şey zevkinize göre bir kahve içip dışarıya doğru fincanı kapatmak. Karşınıza birini alıp kafa yapıcı birşeyler söylemesini istemeniz yeterli.
- Bi adam görüyorum, elinde çiçek
- Sanki gelinlik giymişsin
- Kuş var ağzında da sana doğru salladığı bir bohça para
- Yeni bir ev görüyorum hem de kocaman
- Sevgilin sana yüzük almış
Bakın şimdiden halüsinasyon görmeye başladınız... Hadi kapatın falı, en kıyak kafayı tadın...
sanat için sanat
surviver
Değiş Tonton'un her duruma göre form değiştirirken anlatmak istediğinin, değişen şartlara ayak uydurabilme ve içinde varolabilme olduğunu anlayan oldu mu hiç. Hayır, biz değişime ayak direyip, bir çizgi film karakterinin obezite sorununu tartışmayı tercih ediyoruz. Küçük Prens gezegenler arası fink atarken ne düşündünüz peki?
Belli ki bu karakterlere rayting kazandırma zamanımız gelmiş. Belki bu yaşta anlayabiliriz ne demek istediklerini...Takibe devam
cin çarpmak
Kafamızın her daim karışıklığı ve mutsuzluğumuz elimizdekilere bakmadan "Hep ileri" sakızının tadı kaçana kadar çiğnememizden mi kaynaklanıyor? Peki elimizdekilerle mutlu olursak, daha iyilere nasıl kavuşuruz? Her insanın kendi oyununda level atlayacağı bir nokta var bunu biliyoruz ama Game Over için ölmeyi beklemeden de bitiremez miyiz oyunu?
Ben peki bu soruları cine sorsam cin mesleği bırakmaz mı???
9 Mart 2009 Pazartesi
deep freeze
aşkın tadı: çilek
sorbe
a) Baskın tadın ağızdaki kalıntısını sıfırlamak için
b) Havalı olduğu için
c) Yeni ilişkiye ağızda kalmış kalıntılarla girmemek için
d) Her yeni şeyin kendine özgü tadına varabilmek için
Ben kendi adıma müthiş bir buluş olduğuna inanıyorum. Gargaranın sevimsizliğine karşılık da Sorbe diyorum:))
fabrika ayarı
8 Mart 2009 Pazar
akvaryum
Pahalı, meşekkatli, huzur veren bir hobimiz olmaz mıydı düşüncelerimizi akvaryuma atabilsek?
badem ağacı
kıvraklığı acısından,
Sabit duran dolunaya inat etmiş bedenin
cesareti kayıplığından gelir...
Sarkacın ucunda kalmış ruhun
salınımı ağırlığından,
badem ağacına benzeyen sevginin
çiçek açması bahardan gelir...
Kahra-man
Bir dünyayı kurtaran kişi olma ihtiyacı erkeklerin genlerinden gelen bir durum mudur? Her tür man'i olmuş bir adam ya adam olamadıysa?. Dünyamızı emanet edebilir miyiz böyle birine?
Zeyna bunu ilk gören kadın olarak kobi desteği ile mi bulaştı bu kahramanlık olayına yoksa?
Bütün girişimci kadınların kadınlar günü kutlu olsun:))
6 Mart 2009 Cuma
karadul
Bir insan bu teknikleri kullanarak arzuladığı sevgiliye kavuşabilir mi? De ki kavuştun senin gerçek kimliğinle buluştuğu an karadul olarak hayatına devam etmek zorunda kalmaz mısın?
Sevgi başlı başına baştan çıkartıcıdır. Seratonin, sevginin evlatlığıdır. Farklı kalınlıktaki iki şiş ile bir kazak örülmez. Bu baştan çıkartma şişleriyle sadece birinin başına çorap örülebilir.
Sizi baştan çıkartabildim mi:)))
beyaz atlı
Ya masallara saygı duyulmalı ya da gerçek hayata.
kar cumhuriyeti
Pasiflora
4 Mart 2009 Çarşamba
Geri Dönüşümlü
3 Mart 2009 Salı
Yara-ta-tam
Frapan
2 Mart 2009 Pazartesi
Feromon bizi diskoya götür!!!
Arkadaşlar ben derim ki sanal ortama para kazandıracağımıza, burnumuza ve hormonlarımıza daha çok yatırım yapalım... Feroyu bir kere keşfettik mi gerisi garantili eş hali.
Koala
Basitlikle sadeliği karıştıranlar için hatırlatma... Koalalar basit değil, sade yaşarlar...
jalousie
Kıskanıyorsan, kadının camdan daha cazip bir şeyler görsün istemiyorsan, tak jaluziyi, çek ipleri... İpler sende olduktan sonra problem yok bu mekanizmada.
kitaplık
Happy Hour
a- Çok keyifli bir akşam yemeğinde birden uykuları gelip sizin içtiğiniz içkiye sararlar
b- Etrafta dolaşan diğer dişilerin varlığına kıl olup, eve almış olduğunuz PS3'e sararlar
c- Kendileri yorgun olmadıklarında sizin evde oturmak istemenize sararlar
d-Erkek erkeğe programlara sararlar
e-Alışverişten hoşlanmamanıza sararlar
f- 3 aylık ilişkinizin niye evliliğe gitmediğine sararlar
Sararlar, sararlar, sararlar...
Peki şimdi soru geliyor. Bu kadar rahatsızlık veren birine bu hayatta niye tahammül eder erkekler? Hatta tahammülün ötesinde aşık olurlar? Hep çözecek bir problemleri olduğu için mutlu olur ve erkekliklerini mi hissederler? Sürekli kamçılanmak uyarıcı bir etki mi yapar?
Bir kadın olarak top 10 sorumdan biridir bu. Lütfen bilen cevabı acilinden yollasın.
1 Mart 2009 Pazar
tatlı su kurnazı
"Bir erkek önce ilişkiye başladığı kadının herşeyini kabul eder, sonra birgün gider erkek erkeğe içki içer ve kafaya senin ona anlattıklarını takar. Seni suçladığı zaman, hayatında en önemli kişinin o olduğunu söyler ve öyle davranırsan bir sonraki aşamaya geçersin. Evlendiğin zaman istediğin insanla görüş, yemek ye, dost kal ama bu aşamayı geçemezsen mutlu olamazsın" diye.
Evililik, belki bir ilişkinin legalize edilmiş halidir ve her genç kızın rüyasıdır. Ama bu düşünce benim dünyamda bekaretini yıllar önce kaybetmiş birinin kırmızı kurdele takarak evlenmesiyle eşdeğerdir. "Çılgınca sevişeyim ama bakire kalayım" diyenlerin hazin sonu discovery'de...
Erkeklerin yorumlarını acil bekliyorum. Dürüstlük mü? yoksa tatlı su kurnazlığı mı?
Ben erkeğin distile edilmişini severim!
loop
a- Eğlenceli etkinlik
b- Kafamı dağıtıyorum
c- İleri gitmenin tek yolu
d- formumu koruyorum
Peki bir insana sorarsak ne cevap alırız?
a- Hayatın gerçeği
Hamster'ın bizden fazla söyleyecek sözünün olmasından rahatsız olanlar, denemeye devam. Kim kobaymış gösterelim...
Tanrıcılık
lego
Kokusu burnuna yerleşmemiş birine, duruşu hafızanda bilindik bir resme dokunmayan birine ve kendisini yaşatmaktan çok anlatan birine sorduğun her soru seni elinde renkli lego bloklarıyla bırakır. Zaman harcamaya değmeyecek bir proje sadece elde eskiz olarak kalsın o zaman... "Yaşamanıza bakın"
pil
"Alkalin ya da lityum kıvamındayım, uzun ömürlüyüm, fazla güç gereken yerlerde performans yaparım" diyenler lütfen beni bulsunlar...
tuhaf hikaye
Yaşamın komedisidir bu...
İnsanın bedeniyse, genç doğar ve giderek yaşlanır.
O da yaşamın trajedisidir..."
Demiş Oscar Wilde
O zaman Ne Mutlu Benjamin Button olanlara:)
kıyas
elma
Birbirine geçmiş demir halkalar sıcaklığında, zincir olmuş samimiyetimiz.
Mevsimi gelince nasıl değiştirebiliriz güneş yanığı sevgi derimizi?
Cennet elmasının cezasını çekmek için üreyen nesilleriz.
Nasıl yaşayabiliriz tanımı dünyaya düşmemiş aşkı?
28 Şubat 2009 Cumartesi
ÖZ
27 Şubat 2009 Cuma
dip s.o.s
Go home
Bak güzelim burada uyurken dudaklarına öpücük konduran yakışıklı prens olayı kriz dolayısıyla kaldırıldı. Hükümet sadece 3 çocuk yapan beslemeleri destekliyor. İlk görüşte aşk, heyecan, eteklerin uçuşması gibi konseptler sadece reklam filmlerinde ürün satmak için kullanılıyor. Diyelim ki bütün bunlara rağmen oldun o zaman da peşine botoxlu üvey anneden daha ağır şeyler takılıyor. Yakın arkadaşın sincapla bir gece dışarı çıkıp kız gecesi yap bakalım başına neler geliyor? Ya da kariyer peşinden koş bakalım o dişlerini kılıcıyla temizleyen adam sana tahammül edebiliyor mu? Bence sen o 3 elmayı bize bırak yuvana dön.
Accidental Killer
Öldürmenin çeşitli yolları vardır. Bunlar fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak üçe ayrılır. Her üçünde de nefes borunuza azı dişini geçirmiş katil, size yavru zebra muhamelesi yapar. Ben yine de avının peşine bilinçli düşmüş, eli bu işlere yatkın, işi mesleki anlamda geliştirmiş olanlardan yana kullanıyorum tercihimi. Çünkü acemisine denk geldiniz mi işiniz sadece göbeklinin insiyatifine kalıyor.
USB
Sevişiyorsun ve gelmişin geçmişin bütün bilgi karşıya yükleniyor. Sen rahat ben rahat. Haa tabii karşındaki insanı da yaşadıklarının ağırlığına göre seçiyorsun. Eğer sende 64 GB bilgi varsa ve karşı taraf 32 GB ise bu iş yürümez. Sendeki bilgiyi kaldırabilecek adam olmalı olacaksa. Önce burç sonra bellek durumunun sorulduğu ilişki ortamının özlemini duyuyorum...
26 Şubat 2009 Perşembe
factotum
tüfek
'r' ler yenebilir mi?
İşte bu bir ilişkinin yamaç paraşütü olmadan arkasından üflendiği andır.
Soruyu soran ile cevap verecek kişinin hevesleri aynı düzeyde tutulamazsa geri dönülmez bir noktaya gelinir. Güven hiç beklenmedik bir anda ortamı terk eder. Bir süre onun yokluğunda idare etmeye çalışılsa da bu bulaşıkçısı olmayan bir meydan kafesi işletmeye benzer.
Peki soru hiç sorulmasın mı? Tabii sorulsun. Merakın diğer 'r'lere düşkünlüğü unutulmadan zamanında, hazır olunduğunda ve tadında sorulsun lütfen...
Anti virüs
Bu duruma bir anti-virüs programı yazılsın istiyoruz. Duyun sesimizi Hacker'lar...
Hypnagogia
Hypnagogia: Uyku ile uyanıklık arasındaki bölge
Ortaçağ
Üzerime oturmuyor göğüs kısmı
Net bir duruş için ölüyorum belki
Ama havamdan da ödün vermiyorum