26 Nisan 2009 Pazar

Bir Garip'le bir Garip'an

Pazar gününün en güzel anlarını bir gazetenin uzun boylu sayfaları arasında yakalamaya çalışırken birden Ayşe Arman'ın 'Münevver cinayeti' dosyasına denk geldim. Bu sayfalar çifte kavrulmuş lokumlarınızı ağzınıza atarken, okuyabileceğiniz sayfalar değil. Dişinize, zihninize, kalbinize yanmış plastik gibi yapışan sayfalar... Ölümünüzün şekli için bile dua etmek zorunda olduğunuzu hatırlatan sayfalar... Yaşanan olay, insanlık sınırlarına gerilmiş çiti yerle bir ediyor. Yetkililerin bu davaya yaklaşım şekli ve açıklamaları ise o çitten kalan artık malzemeyle yeni bir ürün tasarlayıp, en ucuzundan piyasaya çakmaya benziyor.

Olay: Bir genç kızın sevdiği ilk erkek, onun güller açan yanaklarından çok, testeresinin keskinliğiyle ilgileniyor. Ailesinin ona sunduğu imkanlar dahilinde cesaretlenen bünyesi ve zihni, okşaması gereken başı kesip, çöpe atacak kadar ileri gidebiliyor.

Sonuç: Garip bir ailenin garip oğlu harita üzerinde, zevkine göre seçtiği bir ülkede, başka bir 17'lik kızı gözüne kestirerek, tirbüşonla deldikten sonra içine pipet soksun mu sokmasın mı diye düşünüyor. Normal bir ailenin normal kızı, parçaları asla bir araya gelemeyecek bedeninden ruhu ayrılırken bile acı çekiyor.

Bir dönem kitap arasında gül kurutacak kadar naif olan bir neslin, çocuk yetiştirirken de aynı özeni göstermesini beklemek lükse girer mi acaba? Ya da kendine yapılmasını istemediğin birşey başkasına yapıldığında da aynı tepkiyi vermen gerektiğini, karar merciindeki adamlara anlatmak için nasıl bir hukuk sistemine geçmek gerekir? Peki paranın çift taraflı suratı arasında kaybolmuş adalet anlayışından kan örneği alınabilinir mi? Bu zihniyetten antikor örnekleri alınıp, iyileştirici bir serum yapılabilir mi daha sonra? Belki bu sayede özlediğimiz adalet sistemine kavuşmuş oluruz. Takarız serumu yeni bir virüs çıkana kadar güvenle takılırız.

Münevver'in ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum...
Cem'in ailesinin en kısa zamanda bütün mal varlığını kaybetmesini ve manevi varlıklarıyla yüzleşmelerini diliyorum...
Bu olayda karar vermesi gereken adaletten sorumlu insanların, ne yapmaları gerektiğini benden duymaya gerek duymayan insanlar olmasını diliyorum...
Tek vücut olmanın ne demek olduğunu bilmeyenlere, Münevver bir şeyler anlatmış olsun diye diliyorum...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ortada ülkemizde çok nadir görülen bir seri katil durumu olduğunu düşünüyorum.. ilgiyle takip ediyorum vakayı. ancak söz ettiğin gibi bir zengin fakir kapılmışlık durumundan çok daha kişisel bir dramatiklik var sanıyorum. dilerim bir an önce zanlı bulunur. yoksa kısa süre içinde yeni cinayetlerini duymamız çok kuvvetli bir olasılık. münevver için yürekten rahat uyumasını diliyorum.