3 Kasım 2011 Perşembe

Müteahhit

Hırslı insanların kompleksli hayatlarına bir durak kadar uğramışlığım var. O durakta az mı kaldım? Hayır. Beni kurtaracak vesait gelene kadar kaldım maalesef. Peki beni orada tutan neydi? Niye yürümedim ıslık çalarak ellerim cebimde? Belki ben de hırs ve kompleks dünyasından kazandığım 'şehir fırsatını' değerlendiriyordum. Hani şu günlerde revaçta olan fırsat kampanyaları var ya sizi hiç ait olmadığınız bir yere ucuza götürüp, itin götüne sokan. İşte benimki de aynı hesap. Kendini iyi tanımadığın ve konumlandırmadığın zaman okuyacağın hep ucuz romandır. Kurgusu olmayan, kepazeliği bol kepçe, sokak kavgası tadında hayatların içinde bir oyana bir bu yana savrulurken bir bakmışsın yaş hanenden onca yaşın üzerine çentik atılmış. Bu kadarla da kalmaz. Yaşadıklarından eline en azından güzel bir şeyler kalmasını beklersin. Hani kar hesabı. Karı da geçtim ana sermayeden yenmemişlik de yeter. Ama geriye sadece sana dadanan bir telefon sapığı, arkandan söylenen ipsiz sapsız yalanlar ve seni hiç tanıyamamış insanlar kalır. İşte bu dostum tam anlamıyla depreme dayanıklı olmayan hayat tasarımıdır. Müteahhiti sen olduğun bir inşaatın taşları altında kalmaktır. Ben derim ki harcı iyi karın ve malzemenin ucuzuna yönelmeyin.

Hiç yorum yok: