5 Temmuz 2014 Cumartesi

Tüy gibi hafiftir çekiç

Sivrilmeden önce körelmek lazım diye düşünmüşümdür hep.
Dilini, ruhunu,bakışlarını öyle bir öğren ki, kullanırken amatör kalma.
Karşılaştığın her garip hayat hikayesinin içindeki en zarif kelime olmaya çalış
o kadar hoyrat cümle var ki çünkü. Ancak sen değiştirebilirsin gidişatı.
Bir tüy gibi hafif derler eskiler
bir de çekiç gibi ağır.
Seyir etmek ikisinin arasında, hafif arkana aldığın rüzgarla en iyisi sanki.
Dengeni bozmayan bir dengin olsun sonra.
En önemlisi de bu sanki, sakin bir şahit yaşamına.
Ağzının sularını akıtan olgun meyve misalidir bu insanlar, doyamazsın bıraktığı tada.
Koşmasan da hızla uzaklaş ötekisinden, seni ötekileştirenden.
Kendi organlarına uzak birinden, yürek-li bir şey beklemek seni sevgi-li yapmaz unutma
sevgi tek başına bile varken.

Günün sonu önemlidir.
Gün sonunu alırken, hesabı tutturmalısın her daim.
Ne eksik kalmalısın ne de fazla
Denge dedik ya işte
Tüy gibi hafif bir çekiç misali...

Hiç yorum yok: