15 Ekim 2012 Pazartesi

Meraktan...

Sosyal Medya diye bir şey girdi hayatımıza. Ve itiraf edelim hiç bir şey eskisi gibi değil.
Filtreler kalktı. İstemediğiniz her şey hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz artık.

Bendeki yan etkileri: ara sıra mide bulantısı, depresif dışa vurumlar, sıkıntılı iç çekişler, yalnızlık hissi...

Bazen eski hayatımı özlemiyor değilim.
Zaman zaman dünyadan bir haber olmak istiyorum örneğin.

Hükümet bugün ne yaptı? Nerede kaç ölüm yaşandı? Kim kime tecavüz etti? Hangi köpeği sahibi sokağa attı? Birinin çocuğu bugününü nasıl geçirdi? Kediler bugün hangi oyunlarla gönüllerini eylediler? Hangi futbol takımı hangi rakibine feci geçirdi? Hangi yabancı sporcuyu bağrımıza bastık milletçe? Hangi kararlara nefretimizi göstermeliyiz? Hangi semtte hangi eylem için yürüyoruz?

Gizemimizi yitirdik. Hayatın gizemini de yitirdik. Artık düşünmeye zamanımız yok, gerek de yok zaten her şey ütüsüz çarşaf gibi önümüzde.
Bu akşam neredeyiz, ne yemek yedik, üzgün müyüz, yalnız mıyız, yoksa çok aşıkız da sanal ortam da itiraf mı ediyoruz?
Biz ne yapıyoruz?
Bu kadar ortada yaşayarak ve bu kadar her şeyi bilerek merak duygumuzu nası besleyeceğiz? Merak tedavülden kalkacak mı yoksa? Bu ona mı işaret?
Evrimleşme sürecinde sosyal medya MERAK duygumuzun ortadan kalktığı ilk yer mi olacak? İleride belgesellerde bizlerden bahsederken meraksız insanlar, bu tarihi bilgiye mi yer verecekler?
Merak ediyorum, hala, inadına...

Hiç yorum yok: