19 Kasım 2009 Perşembe

Need for data

Hayatın ne kadar tesadüfi bir şey olduğunu anlatmak için şöyle bir örnek yerinde olacaktır. Caddede yürüyorsunuz karşı kaldırımda bir kapkaç adamıyla mücedele veren bir kadın var. Kadın çantayı ısrarla bırakmıyor. Adam da onu alabilmek için her tür eziyeti vermeye hazır. Siz 5 metre ötede bütün olup biteni izliyorsunuz. Hikaye iyiyle kötünü hikeyesi değil. Kim daha kararlıysa kazanan odur. (Burada kadının kazanmasını bekleyen pollyannalar bir tık geriye çekilsinler ve hayatlarını gözden geçirsinler. Neden başarılı olamdıklarını bu şekilde öğrenmelerini istemezdim ama yazmam gereken bir şeyler var.) Neyse siz karşı kaldırımdan bir takım fikirler atıp tutuyorsunuz bu bilmediğiniz insanlar hakkında ve yolunuza devam ediyorsunuz. Sonra seneler sonra bir bakıyorsunuz o kadınla ya da adamala bir şekilde yollarınız kesişmiş. "Küçük dünyamız" lafı sizi kurtarır mı? Hayır. Kurtarmamalı en azından. Büyük büyük laflar etmemeyi öğrenmeli ya Miş gibi yapmalı. Hayatta başınıza gelmeden bir şeylere yorum yapamazsınız. Yorum için yeterli dataya asla sahip olamayacağınızı unutmadan yaşayın.

Hiç yorum yok: