14 Eylül 2010 Salı

değerlinin gülüşü

Son zamanlarda kendimle oldukça yüzleşme fırsatı yakaladım. Kendime verdiğim değerin değerliliğini ölçmeye çalıştım. Etrafımı izledim. İnsanların davranışlarını aklıma kazımaya çalıştım. Özgüvensiz bir tip olmasam da bazı yerlerde ve bazı kişilere karşı kendimi gayet değersiz konumlandırmam beni şaşırtıyor. Bu değişken bir durum mudur ki? Senden daha baskın veya senin çok değer verdiğin bir kişi senden daha ön plana çıkabilir mi senin nazarında? Ben de sistem böyle işliyormuş:)
Karşımdaki insana verdiğim değer ölçüsü arttıkça kendimden uzaklaşıyormuşum. Kendi değerimi bilmez oluyormuşum. Ne acı...
Bunun farkında olmak da bir başlangıç diye düşünerek geçen gün kendime bir şeyler kanıtlamaya yemin ettim. Bana zarar verdiğini düşündüğüm bütün kalemleri bir seferde hayatımdan yok etmek. Tek tek de değil. Bir seferde. Sigara operasyonun birinci kalemi. Bugüne kadar vitamini gitmesin diye kabuklarını soymadan yediğim sigarayı bırakmak için ilaç kullanmaya başladım. İkinci kalem: ertelenen burun ameliyatı. Bu da cepte. Bunun gibi birkaç tane daha rahatsızlık veren durumdan sıyrılıyorum. Ohhh yazarken bile omuzlarımdan bir yük kalktı.
Her zaman değişiklikten korktuğumu sanırdım. İşin sırrı harekete başlamaktaymış. Hep kayıplar üzerine kurulu bir düşünce sistemine sahipmişim meğer. Kazanç tarafını es geçerek yaşanan 36 sene.
Belki de hepimiz zaman zaman yük olduğunu düşündüğümüz şeylerden silkelenmeliyiz.
Bütün bunlar bana sadece kendimi değerli hissettiren küçük operasyonlar. Sonrasında eminim insanlar da bana hak ettiğim değeri vereceklerdir.
Değerli gibi gülerek bu yazıyı sonlandırıyorum...

Hiç yorum yok: