15 Ocak 2011 Cumartesi

kara kalemin kara mizahı...

Dünya üzerindeki bütün yaşam şekillerine bir göz atın. Bütün canlıları gözlemleyin. Karıncasından, aslanına, filinden, böceğine... Sonra Taksim İstiklal caddesine çıkın bir cumartesi günü, benim gibi. Tramvaya binin ve camdan dışarı bakın. Yüzlerce farklı yüzle ve vücutla karşılaşacaksınız. Hangi tür var ki bizim kadar farklılık göstersin?
Belki de Tanrının en sevdiği yaratıklar biz değilizdir? Belki de bir tek insanı yaratırken çuvallamıştır. Ne istediğini bilememek, hep yarım kalmak, tatminsiz olmak belki de bize yaratıcımızın mirasıdır. En iyi versiyonu yaratmak için yaptığı birçok eskizden biri olduğunuzu düşünün. Kara kalemin kara mizahının bir parçası olduğunuzu hissedin.
Doğamızın kaypaklığı bundandır sanki. Tanrının hala bizim türümüz üzerinde yaptığı çalışmaları devam ettirdiğini görmüyor musunuz? Nasıl kendinizin 'en iyi' olduğunu düşünebilirsiniz şimdi?
Biz doğanın ucubeleriyiz... Bundandır sil baştan yaşamlarımız... Bundandır kısa süreli hayatlarımız ve bundandır doğanın bizim üzerimizdeki üstünlüğü...

Hiç yorum yok: