17 Temmuz 2010 Cumartesi

kırkayaklı hikaye

Kırkayaklı düşünceler beynini gıdıklayarak bütün kıvrımları dolandı. Bu paraziti nereden kapmıştı? Doğada yaptığı bir yürüyüş sırasında mı girmişti kafasına? Yoksa küçükken anne-babasının oynadığı evlilik oyununu izlerken mi kapmıştı? Küçük parmağını kulağına sokarak bütün gücüyle titretti. Kafasının içindeki gıdıklanmaya iyi geleceğini düşünmüş olacaktı. Ama bu Saddam'ın en seksi erkekler listesinde üst sıralarda yer alması kadar komik bir tespitti. Bir ampül bir yerlerde yanmasa da onun kafasında yanıp söndü. Modern çağlara çok da uygun olmayan bu animatif buluş ikonuyla birlikte yaşamak çok da zor değildi onun için. Onun daha büyük sorunları vardı ne de olsa. Kırkayaktan kurtulmak yerine onu beslemeye karar verdi. Yaşadığı ilişkiyi düşündü. Kırkayak yeni gelen düşünceye doğru hızla yol alıp onu küçük küçük yemeye başladı. Yedikçe büyüdü. Hareket edemeyecek kadar büyütmekti kadının niyeti bu parazit pansiyoncuyu. Ara vermeden bir yeni düşünce attırıverdi. Kırkayak onu da yedi. Bu şekilde 2 gün durmadan düşünceyle beslendi. Taa ki yeni bir düşünce kalmayana kadar. Kırkayak yemekten patladı. Kadın düşünmekten. Mutlu son bekleyenlere kötü bir haberim var. Öyle bir şey yok bu hikayede...

Hiç yorum yok: