21 Mart 2009 Cumartesi

anla beni picasso

Buzdolabının üzerine astığımız ihtiyaç listesinin ilk maddesi 'Anlaşılmak'. Sipariş üzerine anlaşılacağını düşünmek aslında en vasıfsız meziyetlerden biri. Kimi anladık bugüne kadar? Kim tarafından anlaşıldık bir bardak dolusu?
" Anlaşılmaktan daha tehlikeli bir durum var mı? Üstelik bu zaten olası değildir ki, hep yanlış anlaşılırsın. Yalnız olmadığını sanırsın, oysa her zamankinden daha yalnızsındır" demiş Pablo Picacasso... Anlaşılmaya çalışma yaramız kabuk tutmadan rahat edemeyeceğiz gibi duruyor. Kabuğu tırnaklayarak başa döndüğümüz zamanlara bir son verip, özgün olduğumuzun farkına varalım. Yaşadıklarımız, yaşattıklarımız, yediklerimiz, travmalarımız, becerilerimiz hepsi bize ait. Başkasının dünyasında anlaşılmayı aramak değil, kendi dünyamızı bulmak birincil görevimiz olmalı belki de...

Hiç yorum yok: