17 Mart 2009 Salı

memur duygular

Herkes yastık üzerine renklerine göre özenle dizdiği hayalleri gündüz gözüyle ortaya çıkartabilseydi nasıl bir dünyamız olurdu acaba? Hayal kırıklıklarını onaran mahalle satıcıları mı türerdi yoksa sahaflarda eski kitapların yanında denenmiş ama olmamış hayaller, emprimiş ciltleriyle boy mu gösterirdi?
Çok sevdiğin birine ağız dolusu "Seni seviyorum" demek özgürlüğünü elimizden alan utangaçlığımız değil, sevgisizliğimiz hiç değil. Gururumuz. Reddedilme korkumuz. Karşılık bulamayacağından korkan egomuz. Bu devlet memuru zihniyetinde çalışan üçlü, ölmeden emekliye ayrılmıyor maalesef. Özelleştirme çabalarımız ancak yabancı sermayenin ihtiyacımıza olan inancıyla gerçekleşecek gibi duruyor. O yüzden kolları sıvayalım ve sevdiğimizi söyleyelim hatta haykıralım. Bakalım bu laci ceketli duygular nemalanamayınca işi bırakmaya gidecekler mi?
Hayallerimizle duygularımızı gösterme cesaretimiz aynı safta yer alırsa sanki olacak birşeyler gibi geliyor bana...

Hiç yorum yok: