26 Mart 2009 Perşembe

psycho killer

Çok konuşan adamdan çok korkarım ben. Hiç konuşmayanı da canımı sıkar. Eeee qu'est que c'est? (Bu nedir?) o zaman. Dozu tutturmak başarının sırrıdır. Bu her işte böyledir. Bir adamla çıkmaya başlarsın. Sana dünyanın en güzel kadını gibi davranır. Hadi buraya kadar egom ve ben bunu kabul edebiliriz. Ama kısa bir süre sonra gelecekle ilgili hayaller kurmaya başlar ve sizi de arkanızdan iter içine konuştuklarıyla. "Evimiz olsa, beraber yaşasak", " çocuklarımız ne güzel olur bizim", "Sen hayatımın kadınısın"... Yapma yaaa... Bunu yaşarken söylemek her zaman kolay değil dikkat! Bir bakarsınız duymak istedikleriniz kulaklarınızı küçük küçük ısırıyor, siz de haliyle mırıldanmaya başlarsınız. Sonra tam siz hayalin yarısına gelmişken, adam korkar, kaçar, fikrini değiştirir. Size ne mi oldu? Başkasının başlattığı, sizi de ikna ettiği hayalinizle hırpani bir sokak köpeği gibi sokakta kaldınız. Bundan sonra güven probleminizle birlikte karşınıza çıkan diğerlerine önden ve en yargılısından havlama zamanı. Peki bir insan bu cümleleri sarfedecek heyecanı ve girişimci ruhu konuşurken kendinde bulur da, yaşamak için nerede motivasyonunu kaybeder? Boşuna kendinizi gurcuklamayın. Sorun sizde değil, sizin duygularınızı boğduktan sonra parçalayarak gitar kutusuna tıkıştıran psikopat katilinizde.

Hiç yorum yok: