26 Mart 2009 Perşembe

Felsefenin gündüz düşleri

Felsefenin seks ihtiyacı gün geçtikçe dayanılmaz bir hal alıyordu. Pisagor'un dik üçgeni iştahını kabartıyordu her baktığında. Tabii ki inandığı gerçekler vardı ama Sokrates gibi uğrunda ölecek kadar aşırı bir ehemmiyet vermiyordu hiçbirine. Epikuros'un eudaimonia (mutluluk) görüşü son günlerde çıkarlarına daha bir uyuyordu sanki. Galiba Freud'un ortaya attığı şu libido işleri de kafasını karıştırmıştı. Carl Jung'ı arasa bu içsel itilimi için bir çare bulabilir miydi acaba? Yoksa işin felsefesini s..tir edip, yaşamaya mı bakmalıydı seksi de, aşkı da, mutluluğu da...

Hiç yorum yok: