7 Mart 2010 Pazar

deco center

Tam herşeyi kaybettiğini düşündüğün ve vazgeçtiğin bir anda "adsız" bir yorum seni bıraktığın yere geri götürür ve nedenlerini sorgulatır. Ben de dün aldığım bir yorumun üzerine tekrar masanın başına oturacak cesareti buldum. Kendimi sorguladım. Neden bir ay boyunca yazmadığımı düşündüm. Hayatı sorgulamayı bırakıp, akışı seyrederken yazmaya değecek, anlamlı şeyler bulamadığımı gördüm. Kendim olmaktan vazgeçerek yaşadığım günleri saydım. "Hayatla savaşma, hayata boyun eğ" nasihatleri nasıl da ben de çalışmıyormuş bir kez daha anladım. Ben zorlamayı seviyorum. Doğru ya da yanlış. İlk hissime sığınarak yaptıklarım beni hayatta hep bir adım ileri götürmüş. Belki canımı çok daha fazla yakmış ama her bir an, ölmeye değecek değerler olarak beynime kazınmış. Bütün bunlar bana ne kazandırdı?
Artık hatalarımla ördüğüm balıkçı ağını tavana asıp, doğrularımın kabuklaşmış fosilleriyle onu süsleyebilirim. Geçmişi ve yaşanmışlığı olan bir dekorasyonda hayatı yaşamak, minimalizmin fonksiyonelliğinden daha sıcak sanki...

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Seni neyin bıktırdığını bilmem güç. Belki okuduklarımdan ipuçları çıkarabilirim. Ama bunu denemiyorum dahi. Zira seni tanımıyorum.

Bildiğim, burada her ne yapıyorsan, çok çok ilgi çekici.

Kelimeleri güzel seçiyorsun, onları kullanarak güzel cümleler, ve onlardan da güzel yazılar ortaya çıkarıyorsun. Kendini "kısaca" ve çok net ifade edebiliyorsun.

Bütün bunlar burada yaptığını devam ettirmek için yeter sebep.

Dahası bu bloga kurumsal bir amaç da yüklemiş durumdasın.

wic wac woe.

wic ve wac'tan sonra woe olan tek bir kişi dahi varsa(ki var) bu projene (ya da her neyse) devam etmelisin.

Bütün bu yazdıklarım yazının sadece ilk 8 cümlesi içindi. Gerisi için belki başka bir yorum. Ama daha sonra...

Saygı ve Sevgilerimle.

Begüm Ahu Ağlaç dedi ki...

Beni nasıl bulup takip ettiğini merak ediyorum aslında. Çünkü başladığımdan beri beni gerçekten severek takip eden çok az insan var onlar da beni tanıyan insanlar. Ama bu günlüğe başladığımdan beri beni aynı şevkle yazmaya iten bir tek senin yorumların oldu. Sadece bunun için bile çok teşekkür ederim. Sevgiler adsız

Adsız dedi ki...

Kendi kurallarını koyduğu oyunda mızıkçılık edeni de ilk defa görüyorum. Nasıl bulduğumun ne önemi var?

Geldim, gördüm, ve kaldım işte. Kelimelerimle seni yendiğim zaman da, gururla latince parçalayacağım.

veni, vidi, vici...

;)

Begüm Ahu Ağlaç dedi ki...

oyunuma hoşgeldin o zaman:)

Begüm Ahu Ağlaç dedi ki...

Bu arada benden daha iyi olduğunu kanıtlamış birine yenilmek büyük bir onurdur...
Adsız bir şeye ilk defa bir ad vermekse başka bir onur:)

Adsız dedi ki...

Son yorum da yenilgiye şimdiden kılıf hazırlamak mı var yoksa "boyunun ölçüsünü alırım, adını da ben koyarım" meydan okuması mı anlayamadım. ;)

Ayrıca öyle dede korkut hikayelerindeki adını hakeden gürbüz çocuklar gibi anılmak istemem.

Sen şimdiden koy adımı. Nasıl olsa attığım imzanın önemi yok.

Saygı ve Sevgilerimle.

Begüm Ahu Ağlaç dedi ki...

vici - yenmeye geldiğini sanıyordum oysa yenmek değil kalabilmek önemli. Ama insan yenildiği zaman da çirkefleşmeden kabul edebilmeli. Burada senin bir adın var. Onu zaten sen koydun:)Ve kesinlikle gürbüz değil:)