26 Mart 2010 Cuma

nasi nin hattı pazara düştü

Nasihati; hep kara önlüğün yakasına iliştirilen muvaffakiyete teşvik eden kırmızı kurdele gibi görürdüm. Değilmiş. Aslında daha çok kendi yakanı, uymasa da başkasına zorla taktırmaya çalışmakmış.
Bir kez daha şehir değiştiriyorum. Herşeye rağmen gönlümün kaldığı ve kendimi iyi hissettiğimi bildiğim şehre doğru yola çıkıyorum. Yakın çevreye danışıyorum. Bir çoğu denenmişi bir daha denememem taraftarı. Önce bir duraklasam da bakıyorum ki aslında ben onların çok arzu edip cesaret edemedikleri bir şeyi yapıyorum. Ters geliyor onlara. Cesaretin primini kesiveriyorlar hemen. Kendi hayatlarından yola çıkıyorlar bana verdiklerinde. Oysa ben kimse değilim. Kendimim.Benden başka bir tane daha olmadığına göre nasıl uyacak üstüme verdikleri nasihatler. Kim bilebilir nerede hangi kalitede nefes alabildiğini. Kim benim filmimde başrolü elimden almaya çalışabilir?
Tek kişilik oyunuma kaldığım yerden devam etme kararımın arkasında durarak, beni kabul edecek sahneler aramaya devam...

Hiç yorum yok: