25 Mart 2010 Perşembe

İçsel devinimler

Kir ve pas tutan iç dünyasında pazarığa oturmaya hevesli yeni yetme tüccarlar cirit atıyordu. İlk tecrübelerini kelepir bir mal üzerinden gerçekleştirmek hesabı, işlem hacminin büyüklüğüne isabet etmiyordu belki ama girişkenliklerinin sesini yükseltmeye yetiyordu. "Tok satıcı" tavrını klasik bir chanel takım gibi üstüne geçirse de köpekler korkunun ve sakilliğin kokusunu almışlardı bir kere. Diş bilemeler, günlük faldan önce davranıp onu perşembe gününün "hazır lokması" yapmışlardı bile. Kazanmak ve kaybetmek arasında gerili duran ince çizgiyi görebilse belki sıyırabilirdi bu durumdan.
Kazanmak mı - Kaybetmek mi?
Ucuza mı gidecekti yoksa elinden mi çıkarmış olacaktı?
Bu sorunun cevabını kim verebilirdi ki saf bir dürüstlük olmadıktan sonra...

Hiç yorum yok: